Toplumsal ilerleme sadece üretim güçleri ve üretim ilişkileri
arasındaki çelişkiden değil, tarihsel ve coğrafik şartlarla da
ilişkili. Şu sıralar tarihle ilgilendiğim için Kuzey Irak ve Suriye
konularına tarihsel bir açıdan bakmanın ufuk açıcı olacağını
düşünüyorum.
Doğudan; İran'dan, baktığınızda Akdeniz'e ulaşmak hep bir hedef olmuş.
Asurlular, Persler, Sasaniler, Türkler.... Aslında İstanbul çok daha
stratejik bir hedef ancak ele geçirilmesi hep zor olmuş.
1071 sonrası gelişmelere bakarsak, Süleyman Şah'ın Anadolu'ya güneyden
girip, Anadolu Selçuklu'yu kurduğunu görürüz. Rota Kerkük - Musul -
Rakka- Halep - Urfa - Orta Anadolu olmuş. Kuzey Suriye ve Kuzey Irak
gerek Anadolu'ya hakim olanların güneye doğru genişlemesinde ve
gerekse de Mısır'a ya da İran'a hakim olanların Anadolu'ya doğru
genişlemelerinde bir geçiş bölgesi, bir tampon bölge olmuş. Asur
dönemi hariç bu bölge hiç bir zaman gerçek bir imparatorluk merkezi
olamamış. Ancak Asur medeniyetinin kaynağı güneyde Sümer. Emeviler
düşünülebilir, ama onların kaynağı Arap Yarımadası, daha belirleyici
olmak gerekirse, Hicaz.
Geçiş bölgesi, tampon bölge olması nedeni ile de burada tarih boyunca
yaşamış bütün etnisite, din, mezhep kalıntılarını bulmak mümkün. Hakim
bir etnisite, din ya da mezhep yok. Bu açıdan bakınca bu bölgede Büyük
Kürdistan'ın kurulması oldukça zor gözüküyor. Son yarım asrı hariç
tutarsak, Ruslar da bölgeye yabancı bir güç. Güçlü kültürel geçmişi
olan bu bölgede Amerika ve Rusya gibi ülkelerin kalıcı olması tarihsel
perspektiften bakınca pek mümkün görülmüyor.
Tarihsel pencereden bakınca bu bölge Anadolu, Mısır ve İran arasında
gidip, gelmiş.
Doğu Akdeniz sahillerinde gemicilik ve ticaret ile uğraşan zengin
devletler de kurulmuş: İsrail ve Fenikeliler gibi: ancak kıyının
gerisindeki kıtasal güçler bunları yaşatmadıkları gibi, bölgeden de
uzaklaştırmışlar.
Bugün bu bölgeye baktığımızda tam bir siyasi, sosyal ve ekonomik kaos
görülüyor. Dinler, mezhepler ve etnisiteler birbirleriyle mücadele
halinde. Bir kimlik krizi yaşanıyor. Tarihin ortak bir yorumunda
çıkışsızlar. Filistin, Lübnan, Irak, Suriye.... Aslında günümüz
İsrail'i için de durum temelde çok farklı değil. Kesintisiz artan bir
refah ve teokratik bir diktatorya olmasa, orası da temelde bir kaos
içinde.
Siyasetin de fizik kanunları gibi kanunları var. Bir yerde otorite
boşluğu varsa, onu çevrede güçlü olan doldurur. Amerika'nın kendi
içine çekildiği, Rusya'nın ekonomik sıkıntıları, Avrupa'nın ataleti
göz önünde tutulduğunda, bölgenin yükselen güçleri olarak Türkiye,
İran ve Mısır öne çıkıyor. Belki bunlara Suudi Arabistanı da eklemek
gerekebilir.
Globalizmden ulusal devletlere kayıldığı, mahalli güçlerin önem
kazandığı günümüzde Orta Doğuyu bu gerçekçi gözle ele almak gerekir,
sloganlarla değil. Kaosa gömülen, otorite boşluğu olan bölgelere çözüm
komşularından gelir. Kendi otoritesini ve kültürünü empoze ederler.
Tarih boyunca bu hep böyle olmuş. Orta Çağda da, Yakın Çağda da,
Sosyalist Sovyetler'de de, sosyalist Çin'de de.
Türkiye’nin Kuzey Suriye’de ve Kuzey Irak’ta artan etkinliğini de
niyetlerle değil de tarihsel kanunlarla değerlendirmek gerçekçi olur.
Ütopyalar güzeldir ama bilimsel değildir. Değer hükümleri ile değil
somut gerçeklerden hareketle akıl yürütülürse, insanlar önünü
görebilir. Tarihin tekerleğinin dönüş yönü görüldüğünde daha sağlıklı
politikalar da tasarlanabilir.
Suriye’deki, Irak’taki, Lübnan’daki karışıklığı Amerika çıkarttı demek
doğru ama yetersiz bir çözümlemedir. Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da bir
devlet, bir hükümet var: onlar kendi iç işlerini kendileri çözsün
demek ilk bakışta doğru ama o da yetersiz bir çözümlemedir. Bu tür
yaklaşımlar ile konuyu anlayamayacağımız gibi, derinlemesine
incelemeler de set çekmiş oluruz. Konuya kestirme açıklamalar bulmak
bizi sürekli sürprizlerle karşı karşıya bırakacaktır.
Şimdilik bu kadar.
Selam ve sevgiler
Bora
On Wed, May 20, 2020 at 7:44 PM ismet rıza cebi <ismetriza43@xxxxxxxxx> wrote:
================================================Bu grupta tüm üyeler tarafından
https://shar.es/aH9UOM
This message was sent using ShareThis (https://www.sharethis.com)
--
--
Bu yazisma grubu, 1965-1971 / ODTU- SFK uyelerinden hayatta kalanlar icin
“Haberlesme DAYANISMA ve Arsiv” amaclariyla kurulmustur.
Grubun kurulus amaclarina uygun konularda, “Aile Ici Gorusme” uslubuna uygun
olmak sartiyla ne isterseniz buyurun yazin. EK dosya gondermek serbesttir,
buyurun gonderin.
SFK ALBUM : www.album.kurmus.com
FON HESABI : Fon: TL Hesabi,Finansbank, Orhan Kurmus hesabi
IBAN:TR1100 1110 0000 0000 5590 4223
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "[SFK-Dayanisma]" grubuna abone olduğunuz
için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için
sfk-dayanisma+unsubscribe@xxxxxxxxxxxxxxxx adresine e-posta gönderin.
Bu tartışmayı web'de görüntülemek için
https://groups.google.com/d/msgid/sfk-dayanisma/CAEGZX77qRFS8Q3x2Ntkfup-S-yGhx6FL%3D1P%2B7%2BmjXDD4DqU_gg%40mail.gmail.com
adresini ziyaret edin.