Ahmet ve Bora kardeşler,
Kürt sorunu diye bir sorun var. Osmanlı zamanında vardı, Cumhuriyet döneminde
de var, ve devam ediyor. 25 sene önce 1-1.5 milyonunun yeri yurdu yakılarak,
tehdit edilerek ülkenin batısına göç etmek durumunda kalmış, halen geçici tarım
işçiliğinin, kentlerde ameleliğin ve çöp konteynerlerinde geri dönüşebilir çöp
toplamanın asli unsurları olmuş Kütlerden tepki göstermemeleri zaten
beklenmemeli.
Kürt vatandaşlarımız bu sorundan dolayı tepkilerini önemli ölçüde son 29 yılda
HEP’ten HDP’ye bazen biri kapatılmadan diğerini yedekte açmak zorunda kalan 8
siyasi partinin arkasında kalarak gösterdiler. Bu partilere verilen oylar,
muhtelif sayıda ifade edilen Kürt nüfusunun yarısının hep üzerinde oldu. Bu
partiler ve üyeleri PKK liderinin özgürlüğünü hep baş mesele yaptılar. Yani PKK
ile aralarına ciddi bir mesafe koymadılar. Aynı kitle tabanına seslene iki
örgüt olarak farklı pozisyon almaları, PKK’ya karşı pozisyonda durmaları siyasi
olarak fantezi olurdu. Bu ayrımı yapmış Kürt siyasi hareketleri güdük kaldılar
veya yok oldular.
Kürt vatandaşlarımızın bu sorundan dolayı tepkileri, çok daha az sayıda, bugüne
kadar muhtemelen 30.000 genç kız veya erkek nüfusun hayatını kaybettiği,
muhtemelen 5-10 bin arasında da halen aktif olarak içinde bulunduğu silahlı
hareket olarak gösterdiler. Gerilla savaşının özelliklerinden birisi, mücadele
devam ediyorsa her gerilla için geride tahminen a0 katı insanın destek-barınma
hizmeti verdiğidir. Demek ki, öldürülen veya sağ Kürt militan sayısı dikkate
alındığında, Kürt yurttaşlarımızın muhtemelen 400.000 civarındakileri silahlı
mücadele içinde rol almışlar veya almaktalar.
Sorunu sadece PKK üzerinden değerlendirmek kolaycılıktan başka bir şey değil.
PKK, Stalinist disiplinde KCK çatısı altında örgütlenmiş olan, yakın zamana
kadar aynı çatı altındaki PYD kurulmadan önce en büyük silahlı Kürt örgütü
oldu. Ne Kürtlere muhalefet hakkı tanıdı, ne Türk devrimcilere. Kötülemek için
her özelliğe sahipler. İçlerinde solcu-sağcı, Alevi-Sünni ayrılıkları
bulunmasına rağmen, 40 seneye yakın örgütü parçalanmadan tek olarak ayakta
tutabildiler. Siz de, ben de sempati beslemiyoruz. Ne var ki, PKK somut olgu
olarak orada duruyor. Türk devletinin faşizmine karşı Kürt ve Türk devrimci pek
çok insan PKK’nın varlığını hayatta kalma için bir kalkan gibi görüyor. Yani
kirpinin okları gibi görüyor. Eminim ki, sıradan Kürt vatandaş ta PKK’ya uzak
dursa da, onun varlığının Kürtler için önemli olduğunu hissediyor.
Evet, Hüseyin İnan “Türkiye Devriminin Yolu” yazısında “geniş halk kitlelerini
güçlü bir örgüt içinde birleştirmeyi ve ortak düşmana karşı güçlü bir cephe
kurmayı işçi sınıfı ideolojisinin ve Türkiye devrimi stratejisinin gereği”
saydığını ve bunu gerçekleştirmeye çalışırken bütün ulusların eşitliğine ve
“her ulusun kendi kaderini tayin etme hakkı”na titizlikle saygı gösterip her
türlü imtiyaza karşı çıktığını” belirtmişti (*). Ne var ki, bu bütünleşerek
mücadele hiçbir devrimci örgüt tarafından başarılamadı. İdeal olanı budur, ama
başarı şansı var mıdır emin değilim.
Soruna bir de şöyle bakmak lazım. Ulusal kimlik sahibi olma hakkını kullanmamış
kaç ulus kaldı dünyada? Toplam nüfusları 4 komşu ülkede 30-40 milyon arasında
olduğu ifade edilen Kürtlerin her bir parçası, her ülkedeki devlet ile veya
devrimci örgütle işbirliğinde mi ulusal kimliklerini kazanacaklar? Dört
ülkedeki Kürtlerin tek bir devlet çatısı altında yaşamak istemelerinde ilke
olarak bir yanlışlık yok. Keşke, Lenin gibi siyasi önderler, uygun zamanda
çıksalar ve emekçi sınıfları büyük bir mücadele ile sınıfsal-ekonomik-etnik
özgürlüklerine kavuşturabilse. Belli ki, görünen siyasi ortamda Kürtlerin
ayrılmaları ve tek bir devlet olarak var olmalarının Kürtler için tekfarkı,
artık onları Kürt polislerin, Kürt askerlerin dövecekleri olacaktır.
Selamlar,
Bayram Durmuş
(*) https://thko.wordpress.com/2009/08/31/milli-mesele-2/
“… Biz, sosyalizmin kuruluşu için verdiğimiz mücadele içinde, Türk, Kürt, Arap
v.s. uluslarından geniş halk kitlelerini güçlü bir örgüt içinde birleştirmeyi
ve ortak düşmana karşı güçlü bir cephe kurmayı işçi sınıfı ideolojisinin ve
Türkiye devrimi stratejisinin gereği sayıyoruz. Bunu gerçekleştirmeye
çalışırken bütün ulusların eşitliğine ve “her ulusun kendi kaderini tayin etme
hakkı”na titizlikle saygı gösterip her türlü imtiyaza karşı çıkıyoruz.
Türkiye’nin özel iktisadî ve sosyal yapısı içinde Kürt emekçilerinin sınıfsal
çıkarları da ancak Türkiye halkının ortak mücadelesi ile sağlanır. Hiç şüphe
yok ki Türkiye’nin toprak bütünlüğü içindeki iktisadî hayatın bütünleştirilmesi
emekçi sınıfların yararına olacaktır. Türkiye’nin iktisadî yapısının gelişimi,
coğrafî şartları, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri bu bütünlüğü gerekli hale
getirmiştir.
From: sfk-dayanisma@xxxxxxxxxxxxxxxx <sfk-dayanisma@xxxxxxxxxxxxxxxx> On Behalf
Of Map Organizasyon
Sent: 28 Temmuz 2019 Pazar 14:10
To: sfk-dayanisma@xxxxxxxxxxxxxxxx; sfk@xxxxxxxxxxxxx
Subject: RE: [sfk] Re: [SFK-Dayanisma] Opinion - March of the Uyghurs (bora)
Satır aralarına yazdım... Uz.A.
Kürt kökenli vatandaşlarımız ile firsat buldukça konuşuyorum. Cok samimi
konuşmalarımız oluyor. Oylarını HDP'ye verenler bile PKK'ya mesafeliler.
Benzer görüşmeleri hergün ben de yapıyorum. Bora'nın tesbitlerine katılıyorum.
HDP bir sahtekarlık örneği. PKK'nin Geniş Cephe rolünü oynarken kaçınılmaz bir
şekilde hem bizi ve hem de Kürt kökenlileri kandırıyor.
Maalsef yine doğru bir tesbit.
Benim de arkadaşlarım arasında HDP'ye oy vermiş ama kesinlikle PKK'ya karşı çok
kişi var.
Bu konuda en geçerli kriter bence Sur ve Kerkük olayları.
Aynı kanaatteyim.
Bu güne kadar kritik noktalarda, kavşaklarda Kürt kökenli dostlarımız hep
PKK'yi yalnız bıraktılar. Ortadogu halklarinin birbirini kırmasına taraftar
olmadilar. Bütün iç ve dış tahriklere rağmen. O nedenle sonunda Kürtlerin
Selahattin Eyyubi geleneğine sadık kalacaklarına inanıyorum. Hakim ulus,
sömürge ulus şablonları Ortadoğuya uymaz.
Bence doğru.
Dikkat edecek olursan HDP içinde bile en büyük tahrik ve kışkırtma Kürt
kökenlilerden değil, komünist bozmasi liboşlardan geliyor.
'Komünist bozması liboş' ifadesini çok sevdim. Yazık lan bu Türkiye'ye...
Sevgi ve selam
Bora
--
--
Bu yazisma grubu, 1965-1971 / ODTU- SFK uyelerinden hayatta kalanlar icin
“Haberlesme DAYANISMA ve Arsiv” amaclariyla kurulmustur.
Grubun kurulus amaclarina uygun konularda, “Aile Ici Gorusme” uslubuna uygun
olmak sartiyla ne isterseniz buyurun yazin. EK dosya gondermek serbesttir,
buyurun gonderin.
SFK ALBUM : www.kurmus.net <http://www.kurmus.net> www.album.kurmus.com
<http://www.album.kurmus.com>
FON HESABI : Fon: TL Hesabi,Finansbank, Orhan Kurmus hesabi
IBAN:TR1100 1110 0000 0000 5590 4223
---
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "[SFK-Dayanisma]" grubuna abone olduğunuz için
aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için
sfk-dayanisma+unsubscribe@xxxxxxxxxxxxxxxx
<mailto:sfk-dayanisma+unsubscribe@xxxxxxxxxxxxxxxx> adresine e-posta gönderin.
Bu tartışmayı web'de görüntülemek için
https://groups.google.com/d/msgid/sfk-dayanisma/000901d54535%240be3cf40%2423ab6dc0%24%40superonline.com
<https://groups.google.com/d/msgid/sfk-dayanisma/000901d54535%240be3cf40%2423ab6dc0%24%40superonline.com?utm_medium=email&utm_source=footer>
adresini ziyaret edin.
