Ahmet Sonmez'in yazısı üzerine yazıyorum. Belki katkı yapmak isteyenler
çıkabilir diye.
1969 sonu ya da 1970 yılı olmalı! Bir gün Ibrahim Seven aksam vakti yurta
geldi. Tesadüf karşılaştık. Yüzü allak pullakti.Uzerinde kalın bir paltosu
vardı. Boydan boya yırtılmisti. Şehre giden yol üzerinde birisi tarafindan
bıçaklandığını, o nedenle paltonun yirtildigini söyledi. Siyasi bir
nedenle mi dedik. Hayır dedi. Hiçbir detay vermedi.
Daha sonra da bu olaydan hic kimseye bahsetmedi.
Bu olay hep kafama takılmıştır.
Dengesiz, aksi bir insandi. 1970 sonlarına kadar hep uzak durdum. 1970
sonlarında Halil Çelimli ile aynı yurt odasını paylaşırken Halil'i sık sık
ziyarete gelirdi. O dönem daha mantıklı ve dengeli gözüküyordu.
Kafama takılan bir diğer konu ise Denizlere muhalif olmasina ragmen sık sık
201-202'yi ziyaret etmesi olmuştu. Ben de muhaliftim ama bir defa bile
gitmedim. Bilmemem gereken bir konuya kulak misafiri olma durumuna düşmek
istemedim. Bizim terbiyemiz böyle idi.
Müthiş bir ordu düşmanlığı varken Kıvılcımlı takipcilerine katılmasını da
izah edememiştim.
Görevli midir, degil midir, bilemem ama beni hep ürkütmustur.
1974 sonrasında ben hep mühendis olarak yaşadım ama uzaktan takip ettiğim
kadarı ile TSIP'te once Kıvılcımlı düşüncesine karşı mucadele etmesi, sonra
bölmesi, illegaliteye kaydırması, sabotajlarla birçok kişinin hayatını
karartması ama kendisine bir şey olmamasi ve daha sonra da sosyalizm ile
bağını kestiğini ilan edip, Türkiye, Turk ve Islam düşmanlığında son sınıra
ulaşması gerçekten enteresan ve sıra dışı bir kişi ile karşı karşıya
olduğumuzu gösteriyor.
Hele Ibrahim - Abraham gibi gayet Süryani bir ismi varken, 50-60
yaşlarında isim degistirmesi!!
Her neyse! Ne olup ne olmadığını bilemem ama dikkat çekici bir vaka olduğu
kesin!
Sevgiler
Bora
